Herkesin bir yara izi vardır, derler. O yara izi tüm yaşamımız boyunca bizimle beraber sürüklenir ve biz o yara izinin kölesi olarak yaşama devam etmek zorunda kalırız. Bazen de yara izinin iyileşmesine müsaade edersin. Onunla yaşamak istemediğine karar verir ve bunun için çaba gösterirsin. Ama bazen bir başkası senin yara izinle yaşamana göz yummaz. Seni olduğun gibi kabul eder, alır ve saklar. Tüm kötülüklerden uzak durmanı istercesine saklar ve korur. İstemesen de ona güvenirsin. Çünkü her düştüğünde kolunda onun elinin yardımını görürsün. Birinin sana hiç çıkarsız yardım etmesi seni şüpheye düşürebilir. Yaranı kollamaya çalışır ve kendi kendine ayakta durmaya çalışırsın. Aslında yine onun sayesinde. Seni sen olduğun için kabul ettiğini gördüğünde, kendini yara izinle niye kabul edemediğinin derdine düşersin ve kendini sevmeye, onu daha çok sevmeye başlarsın. Sevginin getirdiği güzelliklerin farkına varmaya başlarsın. Aşkla tanışır ve onun elinin aşkın en güvenilir parçası olduğunu düşünürsün. Bırakmazsın. Elini bırakmazsın. Bırakmak istemezsin. Bazen bırakmak zorunda kalırsın fakat eğer senin ıstakozun o ise bırakmak güçlenmenin bir parçasıdır. Yeni bir yara iziyle mücadele etmek zorunda kalmamak için birlikte mücadele edersin. Herkesin bir yara izi varsa onun da bir yara izi vardır, dersin. Birlikte olduğunuzda hiçbir yaranın önemi olmadığının farkına varırsınız. Çünkü yaşamak ve aşk bir kereliktir. Bir kerelik de olsa hayatın güzelliğiyle koyun koyuna yatarsın. Tüm insanların ihtiyacı olan şey de budur; sevgi ve tabii biraz da umut.
Bazı şeylerin değerini en az gölge oyunlarınız kadar çok iyi bilmeniz gerekir.
Yorumlar
Yorum Gönder