Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İyi Ki!

Hiç tanışmadığım ben. Meğer ne güçlüymüşüm, ne bilgeymişim, ne yetenekli ne sevgi doluymuşum. Varmış bir anlam yaşamamda. Varmış bunca zaman didindiğimin bir sebebi. Meğer insan görebilirmiş bir başkasında kendi kudretini, kendi neşesini. Hem kendini yok edecek kuvvette bir endişenin esiri, hem kendini yoktan var edecek cesaretin sahibi. Nasıl kolay ve hemencecik adapte olmuşum soruldu. Bilmiyorum, sebebi hem ihtiyaç hem sorumluluk olmalıydı. Tecrübe? Belki biraz. Ama aslında hiç. Aynı durumda karşılaşacağım muamelenin bir adım eksik olacağını hiç düşünmedim. Canının canı. Aynı zamanda büsbütün canın. Böyle muazzam bir sevginin esiri olmanın güzelliğinden kimse bahsetmemişti daha önce. Belki bahsedilseydi bu zamana kadar yaşadığım her karamsarlıkta büyük bir ışığın varlığını yüreğime iyice saklamadan uyumazdım geceleri. İçimde yıllarca büyüttüğüm umut sen miydin? Peki bunca zaman beklediğim aslında hep de var olan 'çocukluk' arkadaşım? Yaşayacağımız onca güzel anının heyecanıyl

Yalnız

Bir süre yalnız kalayım. "Yalnız kalmak istemiyorum." diye bağırayım. Yalnız bırakılayım. İnsanın yerin altına gömülüp bir mucize olmasını beklediği zaman, bu zaman değil mi? Yok, nerede olursa olsun insan kendine katlanamıyor.

Bilinmeyen dahası

Bir yere gelmek için çabalar, çabalar öyle çabalar ki bir hiç olur. Yapamasaydı ayıptı, derler. Yapamadığında da yapamayacağını biliyordum... Çabalamaz. Bırakır ve bekler. Önüne yığılır. Vay be neler yaptı derler. Kimsenin çabaya karşı bir tutkusu kalmamıştır artık. Kötü giden bir şeyde tüm varını yoğunu dökersin. Başaramadıktan sonra anlamsızdır. Olsun çabaladım demezsin. Görünen o ki çoğu insan sonuç için yaşıyor. Deneyimlemek şöyle kenarda duruyor. Başarı yoksa, hayat yok. Hiç olmak güç değil. Siz hiç kendi kendine çırpınıp istediğini elde edememiş birinin, çırpınırken kanatlarım olduğunu fark etmeye fırsatım oldu diyen birini gördünüz mü? Ne çok şey yaşamışsa da hiçbir şey yaşamamıştır aslında. Somut neyim varsa şimdi şurada önümde duran, yaşadığım o kadardır. Ya ama keşke! Keşke o kadar az yaşansa. 

İyi hissetmek

İyi hissetmek istediğim zamanlarda seni hatırlıyorum. Önce izliyorum bir süre, dünyadaki bütün sevgiyi sanki senin yüreğin var edip dağıtıyor. Öyle hissediyorum. Bütün minik detayların ayrı bir harika ama en çok yine ruhuna vuruluyorum. Dışarıdan görünen şeklini başka başka yerlerde görmek mümkün olabiliyor fakat ruhun öyle mi? Apayrı bir hali var onun. Sadece benim, benim arkadaşlığım, dostluğum için var olmuş. Biz bir bütün olmak ve asla unutulmamak için bir araya düştük. Dünyanın bütün karmaşası, yorgunluğu ve kötülüğünün altında iyi, huzurlu ve şefkatli bir mucize var biliyorum. Senin sayende biliyorum. Aklım, yüreğim ve diğer tüm kalanım bıktı buradan. Bu sıkışmışlığın içinde seni arıyor. Bulacak belki. Böylesi hatırlamaktan çok daha iyisi olacak.

Umuyorum

Biliyor musunuz ölümden daha kötü bir şey ile tanıştım. Umut. Ölüm tek seferlikti. Fakat öncesi ve sonrası umutla dolup taşmak hiç bitmiyordu. Bir yandan çılgın bir mutluluğun içine kapılmak bir yandan korkunç bir acının içinde kıvranmak. Nasıl olur ölümün çaresi yok diyorsunuz değil mi? Umut etmenin de çaresi yok. Umuyorum ki tüm bu acılarınız sona erer. Umuyorum.

Herkes Küçükken

Siz küçükken ne düşünüyordunuz bilmiyorum. Ama ben yaşamın anlamını düşünüyordum. Cennet? Cehennem? Korkutucu ve umut dolu? Ama sonsuz... Sonsuz olunca iki seçenek de korkutucu olmuyor muydu? Günlüğüme yazmışım günün birinde. Cennet iyi hoş da ya dünya? Gösterdiğimiz o tatlı telaşlar, çabalar? Su içmek için bardağa su dolduruşumuz, otobüse binmek için durağa yürüyüşümüz, daha iyi olmak için kafamızda dönüp duran o düşünceler, bazı amaçlarımız, bazı tutkularımız, hayatı anlamlandırışımız. Sonsuzlukta hep kayıp olacakmışız gibi geliyor. Dünya o kadar güzel ki, hep bir anlam var. Her şey olup bittiğinde tüm güzelliklerin ya da kötülüklerin arasında sıkışıp kaldığımızda ne olacak? Ne için yaşayacağız? İnsan ne için yaşar? O zaman da tıpkı bu zaman gibi yaşıyor gibi mi olacağız? Heyecanlanacak ya da üzülecek miyiz, öfkelenecek ya da sevinecek miyiz, utanacak ya da şaşkına dönecek miyiz? Dans edecek miyiz mesela? Kuşları hayran hayran seyredecek miyiz? Kederlenip yazıya dökebilecek miyiz? S

Giz

Elim, zihnim nasıl alışacak bu yılın değişmesine? Alıştı, yılı yarıladı bile sonra göz açıp kapayıp yeniye bile alışacak. Nelere alışmıyoruz ki? Sevilmemeye alışıyoruz mesela, anlaşılmamaya alışıyoruz, yokluğa alışıyoruz, var olana alışıyoruz. Ve hiç zorlanmıyoruz. Sadece soruyu soruyoruz: Nasıl olabilir ya? Sonrası geliyor zaten ezbere. Belli ki biz sadece soru sormayı seviyoruz. Kalanına boyun eğiyoruz. Zaten yapabilecek bir şeyimiz de olmuyor. Gün geliyor kendimize boyun eğiyoruz. Bazen kendimiz çabalıyoruz, bazen yardım bekliyoruz. Söyleyeyim. Bir hiç için. Darılıyoruz, bağırıyoruz, ağlıyoruz, öfkeleniyoruz, endişeleniyoruz. Söyleyeyim. Bir hiç için. Her şeyin ama her şeyin bir hiç olduğu gerçeği. Yalnızca bizim anlamlandırdığımız, fakat sonsuzluğun ona hiç dediği şeyler. Bir giz vardır; şurada öylece duran ve yarın çöpe atılacak kırmızı elmada. Bir giz vardır; şurada suyu bulan kuşun hasretle onu içişinde. Bir giz vardır; şurada sarı saçlı kıza vermek için oğlanın arkasında çiçeği

Vicdan

İçim rahat. Her şeyi yaptım onlar için. Kimseye fedakarlık etmedim. Çıkarlarımdan ödün vermedim. Duygularıyla oynadım. Gerekeni yaptım. Gösteriş yapmayı da eksik etmedim. Kalbim taş gibi. Duygularımı çoktan aldırdım. Sevmeyi çoktan bıraktım. Belki de hiç öğrenmedim. İçim rahat. Üzdüm, kırdım, parçaladım. Hiç pişmanlık duymadım. Hiç özür dilemedim. Uykularım hiç kaçmadı. Kendimden hep emindim. Hiçbir zaman kendimi sorgulamadım. Ben bana pek güvenilirdim. Ama başkası güvenilir değildi. Bana değildi. Ben de başkasına güvenilir olmadım. Kötü düşündüm. Kıskandım. Hırslandım. En iyi bendim. En akıllı bendim. Başkalarının iyiliklerini görmezden geldim. Kendi iyiliklerimi dağa çıkardım. Başkalarının arkasından işler döndürdüm. En yükseğe çıkacaktım, o halde onlar aşağıda olmalıydı. Bilirsiniz. Kimseye güler yüz göstermedim, yardım eli uzatmadım. Bana yardımı dokunmayacak her işten koşarak uzaklaştım. Kendimi eğlendirecek zırvalar buldum. Onların peşindeydim. Bazen önüme engeller çıktı. Yalanla