Büyük bir bağlantı ağının hiçi. Görkemli bir sabahın uykusu. Aşık olunacak çiçeğin kara belası. Her şeyden herkesten biraz biraz, tam anlamıyla var olamayan bir yaz. Yine delirmiş geceler. Bazı olmamışlıkların çaresizliğinde gidiş geliş. İstediği de tam buydu, yok olmak. Fakat böylesini umut etmemişti. Kendini kocaman bir hiçliğin içinde hiçbir şeyle hiç olurken hayal etmemişti. Hiçliği; hiçbir başlangıç ve sonun varlığından habersiz hatta tüm bunları yok etmiş, hiçbir hafızada yeri olmamış olmakla ilgili zannediyordu. Ki artık bunu istemiyordu. Artık o bağlantı ağının önemli bir parçası, o sabahın en güzel günaydını, o çiçeğin en kırmızı yaprağı olmak arzusundaydı. Bu arzu onu büsbütün ele geçirmişti. Belli ki yok olmanın en olmayı delicesine istemek ve elde edememekle bir ilgisi vardı. Hani yaşamış olmakla hiçbir şey yaşamamış olmak aynı şeydi. Hani boş, bomboştu. Şimdi bu dopdoluluğu ne yapacaktı? Hiçbir hiçliğe atamazdı, hiçlik zaten o doluluğu dolduran yegane şey olabilirdi. Bilmiyordu, bilemezdim.
İşte buraya kadar. Olan oldu. Vazgeçtim. Pes ettim. Olacak olan zaten olacak. Endişelenmeyecektim artık. Bıraktım. Tüm yaşadıklarımı düşündüm hani derler ya; bir film şeridi gibi. Ettiğim mücadeleleri, yaşadığım güçlükleri, uğradığım hayal kırıklarını düşündüm ve vazgeçtim. Hem de her şeyden öylece. Artık kenara geçip yaşamı izlemeye karar verdim boş gözlerle. Yaşam bana ne getirirse onu yaşayacağım. Yaşama hırsını bıraktım. Güzel şeyler yaşamak zorunda değilim. Dünyada güzel şeylere tanıklık eden yüzde beşlik dilimin ortasında olmamın gereği yok. Geri kalan yüzde doksan beşlik dilimin ortasında kaybolacağım. Eminim bu hiçlik bana iyi gelecek. Oturup yalnızca dua edeceğim, hiç çabasız hayata katılacağım. İyi şeyler dileyeceğim. Evet fakat kötü şeyler yaşayacağım. Olsun gün sonunda hiçbir şeyin önemi yok. Kalbimi kinle, nefretle, öfkeyle, kibirle doldurmadım ya. Gün sonunda ona bakıyorum. Dargın olduğum çok şey var evet. Olsun kenarda oturup şükredeceğim yine. Şükredecek çok meselem var
Yorumlar
Yorum Gönder