İnanmak, ümit etmek, güzel düşünmek... Bazen inanmak yetmez, inandığına inanman gerekir. Sabırla ümit etmek ve güzeliyle düşünmek gerekir. İnanmak neye yeter? Eksiktir inanmak. Ya inandığın da eksikse? O zaman inanmayı nasıl tamamlarsın? Ama bilemezsin. İnandığına gönlün bakar. Bilemezsin eksik mi, göremezsin. İnanmak budur zaten. Kanmak demektir biraz da. İnanmak eksiktir bu yüzden. İnanmak için gönlünü ortaya koyman yetmez. Ümitlerin yetmez. Güzel düşüncelerin yetmez. İnandığınla yaşamak gerekir. Elinle ayağınla aklınla... O zaman eksik yoktur. İnandığın eksikse bile mühim bir mesele değildir. Senin bütün varlığın onu tamamlamıştır. Bütün varlığın inanmaktır. O zaman neye inandığını güzel seçmek gerekir. Eksiklerle yarım inanmak huzursuzluktur zaten, iyi olana inanmak gerekir,ümitli olana...
İşte buraya kadar. Olan oldu. Vazgeçtim. Pes ettim. Olacak olan zaten olacak. Endişelenmeyecektim artık. Bıraktım. Tüm yaşadıklarımı düşündüm hani derler ya; bir film şeridi gibi. Ettiğim mücadeleleri, yaşadığım güçlükleri, uğradığım hayal kırıklarını düşündüm ve vazgeçtim. Hem de her şeyden öylece. Artık kenara geçip yaşamı izlemeye karar verdim boş gözlerle. Yaşam bana ne getirirse onu yaşayacağım. Yaşama hırsını bıraktım. Güzel şeyler yaşamak zorunda değilim. Dünyada güzel şeylere tanıklık eden yüzde beşlik dilimin ortasında olmamın gereği yok. Geri kalan yüzde doksan beşlik dilimin ortasında kaybolacağım. Eminim bu hiçlik bana iyi gelecek. Oturup yalnızca dua edeceğim, hiç çabasız hayata katılacağım. İyi şeyler dileyeceğim. Evet fakat kötü şeyler yaşayacağım. Olsun gün sonunda hiçbir şeyin önemi yok. Kalbimi kinle, nefretle, öfkeyle, kibirle doldurmadım ya. Gün sonunda ona bakıyorum. Dargın olduğum çok şey var evet. Olsun kenarda oturup şükredeceğim yine. Şükredecek çok meselem var
Yorumlar
Yorum Gönder