Sen yaşamak istesen yaşarsın. Ben öyle değilim ki. Issız bir karanlığım var benim. Korkularım derin, hiç var olmamış olmayı büsbütün arzuluyorlar. Kayıp sadece yas değil, büsbütün delirtiyorlar. Güçlüsün sen, yaşamak istersen yaşarsın. Ben öyle değilim ki, hiçbir şeye tahammülüm yok. Her şey en korkunç haliyle benimle her yere eşlik ediyor. Kaçmaya kalksam kaçamam bile. Uyusam.. uykum yarımyamalak. Rüyalarım desen... Neyse, sen güzel gülüyorsun. Yaşamak istesen yaşarsın. Güldürürsün de hem bol bol. Ben öyle değilim ki, incinir benimle olan belki büsbütün gider. Güneşe giderim hemen gece olur, çirkinliğim görünmesin diyeymiş. Aman ne hoş! Bana hiç çiçek açmaz zaten, hep ölürler. Ama sen yaşa en güzel halinle, sen yaşamak istersen çok güzel yaşarsın.
İşte buraya kadar. Olan oldu. Vazgeçtim. Pes ettim. Olacak olan zaten olacak. Endişelenmeyecektim artık. Bıraktım. Tüm yaşadıklarımı düşündüm hani derler ya; bir film şeridi gibi. Ettiğim mücadeleleri, yaşadığım güçlükleri, uğradığım hayal kırıklarını düşündüm ve vazgeçtim. Hem de her şeyden öylece. Artık kenara geçip yaşamı izlemeye karar verdim boş gözlerle. Yaşam bana ne getirirse onu yaşayacağım. Yaşama hırsını bıraktım. Güzel şeyler yaşamak zorunda değilim. Dünyada güzel şeylere tanıklık eden yüzde beşlik dilimin ortasında olmamın gereği yok. Geri kalan yüzde doksan beşlik dilimin ortasında kaybolacağım. Eminim bu hiçlik bana iyi gelecek. Oturup yalnızca dua edeceğim, hiç çabasız hayata katılacağım. İyi şeyler dileyeceğim. Evet fakat kötü şeyler yaşayacağım. Olsun gün sonunda hiçbir şeyin önemi yok. Kalbimi kinle, nefretle, öfkeyle, kibirle doldurmadım ya. Gün sonunda ona bakıyorum. Dargın olduğum çok şey var evet. Olsun kenarda oturup şükredeceğim yine. Şükredecek çok meselem var
Yorumlar
Yorum Gönder